Bugün posta kutumda, gelen yüzbinlerce basın bülteni arasında Emzirme Reformu ile ilgili bir e-posta gördüm. Henüz bir anne değilim, hatta adayı bile değilim, ama bu konunun ne kadar zor olduğunu sevgili arkadaşlarımdan biliyorum. Sütünü sağacak yer bulamayan, bu yüzden çocuklarını sütten kesmek zorunda olanlar.. Tablo gerçekten çok kötü ve bizim bu haklara geleceğin çocukları için ihtiyacımız var.
Sizlerden ricam, bloglarınız/twitter hesabınız/facebook hesabınız varsa, bu haberi, en azından emzirme reformu web sitesinin linkini paylaşmanız. Ne kadar kişiye duyurursak o kadar etkili olabilir.
Unutmayın Makyaj Çantam kızları, biz şanslıydık, annelerimiz kısmen de olsa bizle ilgilenecek vakit bulabildi ama dönüşen çağda ve modern hayatta şartlar giderek kötüleşiyor. Geleceğin güzel çocuklarının hakkını kazanmalarına yardımcı olabiliriz belki, ne dersiniz?
Emzirme konusu ve süt izni, çalışan annelerin iş hayatında yaşadıkları sıkıntıların başında geliyor. Bu konuda bir reforma ihtiyaç olduğu kesin.
Ancak bir Emzirme Reformu başlatılacaksa, bu, sadece çalışan annelerin yaşadıkları sorunlarla kısıtlı kalmamalı. Nitekim UNICEF, Türkiye’deki bebeklerin beslenmesiyle ilgili şu gerçeği dikkate getiriyor:
İlk altı ayda sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin oranı %1,3. Beş yaşın altındaki çocukların %25’inde beslenme eksikliği görülüyor. Türkiye nüfusunun yaklaşık %15’i beş yaşın altında. Ve bu çocukların 63,000 her yıl önlenebilir hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Bu çocukların 50,000 ise bir yaşın altında.
Dolayısıyla Emzirme Reformu, iş hayatı ve toplumsal hayat olmak üzere iki kollu olarak gerçekleştirilmeli.
Blogcu Anne’nin yazılarına gelen yorumlar ve “Çalışan Gebeler Anlatıyor”da paylaşılan deneyimler, emzirme alanında gerek iş hayatında, gerekse gündelik hayatta yaşanan sorunları ve atılması gereken adımları şekillendirdi. Ve ortaya aşağıdaki manifesto çıktı.
Bu manifesto, CANLI bir manifestodur. Yapılan yorumlar, eklenen değişikliklerle büyüyebilir, büyümelidir.
Okuyuculardan gelecek yorumlar doğrultusunda bu manifesto güncellenecek ve reform geçirmesi gereken tüm alanları kapsayacak hale getirilmeyi hedefleyecektir.
Detaylar ve manifesto için, tıktık!
Sizlerden ricam, bloglarınız/twitter hesabınız/facebook hesabınız varsa, bu haberi, en azından emzirme reformu web sitesinin linkini paylaşmanız. Ne kadar kişiye duyurursak o kadar etkili olabilir.
Unutmayın Makyaj Çantam kızları, biz şanslıydık, annelerimiz kısmen de olsa bizle ilgilenecek vakit bulabildi ama dönüşen çağda ve modern hayatta şartlar giderek kötüleşiyor. Geleceğin güzel çocuklarının hakkını kazanmalarına yardımcı olabiliriz belki, ne dersiniz?
Emzirme konusu ve süt izni, çalışan annelerin iş hayatında yaşadıkları sıkıntıların başında geliyor. Bu konuda bir reforma ihtiyaç olduğu kesin.
Ancak bir Emzirme Reformu başlatılacaksa, bu, sadece çalışan annelerin yaşadıkları sorunlarla kısıtlı kalmamalı. Nitekim UNICEF, Türkiye’deki bebeklerin beslenmesiyle ilgili şu gerçeği dikkate getiriyor:
İlk altı ayda sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin oranı %1,3. Beş yaşın altındaki çocukların %25’inde beslenme eksikliği görülüyor. Türkiye nüfusunun yaklaşık %15’i beş yaşın altında. Ve bu çocukların 63,000 her yıl önlenebilir hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Bu çocukların 50,000 ise bir yaşın altında.
Dolayısıyla Emzirme Reformu, iş hayatı ve toplumsal hayat olmak üzere iki kollu olarak gerçekleştirilmeli.
Blogcu Anne’nin yazılarına gelen yorumlar ve “Çalışan Gebeler Anlatıyor”da paylaşılan deneyimler, emzirme alanında gerek iş hayatında, gerekse gündelik hayatta yaşanan sorunları ve atılması gereken adımları şekillendirdi. Ve ortaya aşağıdaki manifesto çıktı.
Bu manifesto, CANLI bir manifestodur. Yapılan yorumlar, eklenen değişikliklerle büyüyebilir, büyümelidir.
Okuyuculardan gelecek yorumlar doğrultusunda bu manifesto güncellenecek ve reform geçirmesi gereken tüm alanları kapsayacak hale getirilmeyi hedefleyecektir.
Detaylar ve manifesto için, tıktık!
1 yorum:
Çok teşekkürler, sevgiler.
Yorum Gönder
Yorum yaparak KULLANIM KOŞULLARI'NI okumuş, yaptırımlarını öğrenmiş ve kabul etmiş sayılırsınız.
Bu sitede anlatılanlar, blog sahibinin kişisel görüşleridir, kesin görüşler için mutlaka bir uzmana danışmanız gerekmektedir, bu blogdaki yazıların herhangi bir medikal geçerliliği yoktur.