31.05.2011

Neutrogena Pink Grapefruit Temizleme Jeli

neutrogenaNeutrogena’nın şurada deneyip de memnun kalmadığım Deep Clean temizleme jelinden sonra, ne yalan söyleyeyim Pink Grapefruit’e biraz önyargı ile yaklaştım ancak ürün beni yanılttı. Size yazmak için biraz bekledim emin olmak için, yaklaşık 10 gündür Neutrogena Pink Grapefruit temizleme jelini kullanıyorum.


Gözlemlediklerim;


Cildimin yağlı olduğunu düşünürsek, germeden temizliyor ve beni istediğim matlığa ulaştırıyor.


Çok güzel kokuyor, her yüzümü yıkadığımda canım greyfurt çekiyor!


Siyah noktalara karşı iddialı bir seri ancak bu konuda yorum yapmam için henüz çok erken bir kullanım süresine sahibim.


Kullandıktan sonra cildi temiz hissettiriyor ve aynaya baktığınızda öncesi ile sonrası arasındaki farkı gözlemleyebiliyorsunuz.


Bence karma & hatta yağlı ciltlere uygun bir ürün, muhtemelen diğer cilt tiplerini fazla kurutacaktır. MUA’da yapılan yorumlara şuradan ulaşabilirsiniz, dikkatli okursanız olumsuz yorumların çoğu kuru/normal cilt tipindekilerden gelmiş.


TR satış fiyatı ortalama 15TL, şurada satılıyor.


Editörün Notu {Bu ben oluyorum havalı olsun diye böyle yazdım keh keh}:


Daha önce kullanıp da pek performans alamadığım Neutrogena Deep Clean ile bu ürünün ne farkı olabilir diye düşündüm ve araştırdım, işte karşılaştırmalı içerik listesi:


Neutrogena Deep Clean Jel:


Water, Sodium C14 16 Olefin Sulfonate, Cocamidopropyl Betaine, Sodium C12 15 Pareth 15 Sulfonate, Salicylic Acid, Linoleamidopropyl PG Dimonium Chloride Phosphate, Disodium EDTA, Propylene Glycol, FD&C Yellow 5, FD&C Red 40, Fragrance


Neutrogena Pink Grapefruit Jel:


Active Ingredients: Salicylic Acid 2%


Water, Sodium C14 16 Olefin Sulfonate, Cocamidopropyl Betaine, Linoleamidopropyl, PG Dimonium Chloride Phosphate, Polysorbate 20, Anthemis Nobilis (Roman Chamomile) Flower Extract, Citrus Grandis (Grapefruit) Fruit Extract, Aloe Vera (Aloe Barbadensis) Flower Extract, Chamomilla Recutita (Matricaria) Flower Extract, C12 15 Alkyl Lactate, Cocamidopropyl PG Dimonium Chloride Phosphate, Polyquaternium 7, Ascorbyl Palmitate (Vitamin C), Propylene Glycol, Sodium Benzotriazolyl Butylphenol Sulfonate, PEG 120 Methyl Glucose Dioleate, PEG 80 Sorbitan Laurate, Disodium EDTA, Sodium Chloride, Benzalkonium Chloride Solution, Red 40, Violet 2, Fragrance


Anladığım kadarıyla Neutrogena Pink Grapefruit temizleme jeli Deep Clean’e oranla daha fazla bitkisel & meyve bazlı özler içeriyor ve sanırım yapısı daha farklı, ben de bu yüzden beğenmiş olmalıyım.



UZUN LAFIN KISASI


Yağlı ve akneye meyilli ciltlere, ekonomik fiyatlı ürün arayanlara ve güzel kokuya önem verenlere tavsiye edilebilecek bir ürün. Kuru ciltler kaçınsın derim.

Not: Neutrogena’nın USA’da ne kadar çok farklı ürünleri varmış, buyrun web sitesine bakın. Keşke bu ürünlerden TR’ye de gelse ve deneyebilsek. Kişisel olarak Wave Sonic titreşimli temizleyiciyi çok merak ettim!

 

(*) Ürün deneme amaçlı gönderilmiştir. Yorumlarım kişisel ve objektiftir. Iletisim için info @makyajcantam.org

Durum Raporu

Üç haftalık bir aradan sonra tekrar merhaba, umarım bu kez gerçekten geri gelmişimdir :) Bu ayrılığı teknik sebepler dolayısı ile yaşadık, umarım son vakamız olur. Ben sizi çok özledim umarım siz de beni özlemişsinizdir.


Öncelikle, hediye kampanyam teknik meselelerden dolayı yarım kaldı. Bu Pazar'a kadar yorum bırakmaya devam edebilirsiniz. Pazartesi artık kazananı açıklayacağım.


Size güzel yazılar hazırladım, bugünden itibaren beni takipte kalın :)

18.05.2011

Chanel Rouge Coco Mademoiselle {LotD}

coco1

Bu rujda ilk çıktığı günden beri gözüm vardı, mutlaka almak istiyordum ancak Türkiye’de 100 lira civarındaki korkunç fiyatları yüzünden elbette almıyordum. Alışveriş yasağı öncesinde StrawberryNET’den alırım diye planlamıştım ama orada da stokta bir türlü denk getiremedim. Bu renk hep tükeniyordu.

Almanya’da Duty Free’ye girdiğimizde direk buna yöneldim, oradaki hatunla beraber tezgâhı kurcaladık {merak edenler için bilgi, oradaki kozmetik çalışanları buradaki korkunç teyzeler gibi değil, standı rahat rahat kurcala diye sana bırakıyorlar} ve son bir tane bulabildik.

Duty free fiyatı 25€ (~50TL} civarı idi. Bende bir de NIVEA’nın verdiği %25 indirim kuponu vardı. Yani bu Chanel ruj bana 38TL civarına mâl oldu ki bu kalitede bir ürün için oldukça iyi bir fiyattı.

Kendimi tutup başka renklerini almadım zira bu aralar insan gibi {insan gibi = ev kredisi olan, evli ve sorumluluklarını bilen bir kadın [peeh külahıma anlat] gibi} alışveriş yapmaya çalışıyorum.

Ruju aldığımdan beri kendisiyle aşk yaşıyorum, gerçekten verilen parayı sonuna kadar hak ediyor. Yani 100 lirayı haketmiyor ama 50-60 lirayı hakeden bir ürün. Sürümü çok güzel, yumuşacık. Sürüldüğünde kadife gibi duruyor ama dudakları da yeteri kadar nemlendiriyor.


coco2

Bu renk için konuşmam gerekirse tam bir bahar rengi. Oldukça hafif ve insanı yormuyor.

Fotoğrafta farkediliyor mu emin değilim ama dudak ortasında Matmazelin üzerine azıcık da NARS Super Orgasm gloss dokundurdum.

Son bir haftadır dudağımda bu rujla geziyorum, bu gidişle iki haftaya biter zaten.

17.05.2011

MakyajÇantam’dan Süpriz Hediye Kazanmak İsteyen?

gift

Hamburg’da geçirdiğim güzel üç günün mutluluğunu siz okurlarımla da paylaşmak istedim!


Aranızdan şanslı bir kişiye süpriz bir hediye paketi göndereceğim. Elbette kozmetik/güzellik içerikli olacak, en az 3 en fazla 10 ürün kazanacaksınız. Ne hediye edeceğimi rastgele seçeceğim.  Bu hediye kampanyasına katılmanın tek bir koşulu var ve çok basit:



Bu yazıya geçerli bir email adresi kullanarak sizin için vazgeçilmez olan, tekrar tekrar aldığınız bir makyaj/kozmetik/bakım ürününün adını ve neden favoriniz olduğunu bana yazmanız. Sizin favorinizi öğrenmek istiyorum yani!


Eğer yorum yaparken geçerli bir email adresi kullanmazsanız, kazanmanız halinde size ulaşamam bilginiz olsun.


Zorunlu değil ancak Makyaj Çantam’ı desteklemek isterseniz sağ taraftan Google Friend Connect ile izleyebilir veya Facebook’tan beğenebilirsiniz.


Notlar:


Yazı yorumlara 25 Mayıs 5 MAYIS akşamına kadar açık olacak, kazananı ertesi gün açıklayacağım.


Sadece Türkiye adreslerine gönderim yapabileceğim.


Sadece Yurtiçi Kargo’nun gönderim yaptığı illere paketi gönderebileceğim.


Kargo ücreti ödemeyeceksiniz.

16.05.2011

Nivea 100. Yaş Kutlamaları Üçüncü ve Son Gün

toplar

Uyandığımda, yine acaba neredeyim sendromu yaşarken, yaşadığım son üç gün on saniye içerisinde hızlı bir şekilde kafamda çaktı. NIVEA’nın gemisindeydim ve bu son sabahımızdı. Hemen giyindim, odamı topladım, odalarımıza bizler için konulmuş olan minik NIVEA ürünlerimi güzelce paketleyerek çantaya indirdim {üzgünüm kendileri dayanılmaz derecede şirindiler!} ve koridora çıkarak Gözde ve Serra’yı dürttüm. Gözde uyanmamıştı sanırım, Serra hazır ve nazırdı hemen onunla kahvaltıya gittik.


avm
gemide de alisveris imkani var :)

cerceve

guverte1

Serra ile kahvaltıda ne kadar çok yediğimizin detaylarını verirsem sanırım bir daha beni okumazsınız. Ama şöyle söyleyeyim size, bir restoran düşünün, restoranda 10-15 farklı açık büfe bulunsun. Meyveden tatlıya, tuzlulardan kahvaltılıklara her şey olsun.


et
Bunun hangi hayvana ait oldugunu tanimlayamadim, mavi ekran verdim.

Çeşit o kadar çok olsun ki gözünüz dönsün ve seçemeyin. İşte tam o moddaydık. Serra ile göz göze gelip, “bu gemiye bir kez daha gelemeyeceğiz ve belki hayatımız boyunca bir daha Hamburg’a gidemeyeceğiz tekrar, varsın alalım bu kalorileri” diye anlaştık. Sevgili NIVEA, cildimizi bu kadar düşünmemiz gerekirsen bize neden böyle güzel yemekler hazırlattın ha nedennnnnnn!! :) Sonra Gözde de yanımıza geldiğinde onun tabağına aldıklarını görüp insanlığımdan utandım, neden ben dondurmaya yenik düşmüştüm ühühühü!


tatli1

hall
resim cektirme alani :)

Artık gemide son saatlerimizdi, 1 civarı gemi Hamburg’a yanaşacaktı ve inecektik, rüya bitiyordu yani. Son saatlerimizde kalan vaktimizi NIVEA müzesinde ve güvertede geçirdik. Tarih boyunca kullanılan NIVEA ambalajlarının temsili gösterildiği bu bölümde ürünlerin hangilerine yaşımızın yettiğini hesaplamaya çalıştık.



arge3
ilk zamanlardan kalma arge aletleri :)

arge1
Şu küçük mavi şişeler nivea krem kokusunun parfümleri :))

siseler1
esans siseleri..

siseler2

hammaddeler
kullanılan hammaddelerden örnekler..

bosambalaj
bos krem kutulari!

Kahvaltıdan sonra odalarımızı artık boşaltmamız gerekiyordu, NIVEA Türkiye tüketicileri olarak odalarımızla ve üç günlük rüya gibi tatilimizle vedalaşıp, bavullarımızı çekerek çıkış yapacağımız altıncı kata geldik. Çıkışlar başladı ve gemiden ayrılırken NIVEA bize 100 yıllık cilt bakım tarihini anlatan bir kitap verdi. Her şey öyle ince düşünülmüş ve güzeldi ki, hayatımda bir kez daha, bir kozmetik firmasına ait bir etkinliğin NIVEA’nın doğumgününün yanından bile geçeceğini düşünmüyorum.



veda
Gemiden ayrilis..

guverrte2

cruisecenter
Ayrılırken seyahat merkezine son bir bakis :)

deniz

Gemiden indikten sonra transfer araçlarımızla havalimanına geldik, en ilgimi çeken şeylerden birisi, taa uçuş kapısına gidene dek hiçbir güvenlik kontrolünün olmamasıydı. Bizim havalimanlarına uzaktan baksanız sizi soyarlar biliyorsunuz.


donus

Sonra Free Shop’tan NIVEA’nın bize hediye olarak verdiği %25 indirim kuponunu kullanarak alışveriş ettik. Ben kendimi epeyce tuttum, buradan aldığım tek şey bir adet chanel ruj ve çikolatalar oldu. Orada NIVEA’ya özel kocaman bir stand kurulmuştu ve görevli kız Türk’tü onunla da keyifli bir sohbet ettik ancak biz NIVEA’larımızı NIVEA-Haus’dan aldığımız için artık oradan alışveriş yapmadık!


Uçağa bindiğimizde tekrar sohbete daldık ve yarınki iş günümüzü düşünmeye başladık. Rüya artık bitmişti. NIVEA kitaplarımızı okuyarak markanın büyüklüğüne bir kez daha hayran kaldık. Şunu anladım, Türkiye’deki NIVEA buzdağının sadece görünen ucu arkadaşlar, meğer ne kadar büyük bir ürün gamı varmış firmanın.



THANKS FOR THE FISH


Şimdi burada şöyle bir müzik hayal edin. Hani barda bir rock grubu dinliyorsunuz ve program biterken herkes kendi enstrümanı ile solo yapıyor ve tek tek o elemana teşekkür ediliyor...


insert drumroll here :)

Duygu Hanım... Beni bu güzel organizasyona düşünüp davet ettiği ve hayatımın rüyasını yaşattığı için..


Aslı Hanım.. Seyahat öncesi ve sırasında tüm sorunlarımızla ilgilenip, keyifli sohbetiyle bir yöneticiden çok arkadaşımız olduğu için..


Şahika Hanım... Organizasyonumuzun NIVEA krem tadında kusursuz geçmesini sağladığı için..


Türkiye müdürlerinden adını hatırlayamadığım Fransız amca, gemiye giriş sırasında bavullarımızı bile taşımaya kalkışacak derecede kibar ve beyefendi olduğu için..


NIVEA Türkiye genel müdürü, bu organizasyonda hepimizin yer almasını sağladığı ve bizle yemek yiyecek kadar mütevazı ve güleryüzlü bir beyefendi olduğu için..


Yol arkadaşım sevgili SERRA, hayatımda tanıdığım en keyifli insanlardan biri olduğu, yol boyunca uçak korkum tutmasın diye sanki yıllardır beni tanırmış gibi benle sürekli ilgilendiği ve unutulmaz arkadaşlığı için..


Sevgili Pelin, seyahat öncesinde ve sonrasında sürekli iletişimde olup, güleryüzü ve genç enerjisiyle bizi hep dinamik tuttuğu ve fakültedaşım olduğu için..


Sevgili Gözde, hayatımda tanıdığım en karizmatik ses sahibi insan olduğu, bitmek bilmeyen güzel konuşmalarıyla tatilimize anlam kattığı ve belki geleceğin Makyaj Çantam parfüm yazarı olduğu için..


Sevgili Melda, jargonuma hain anne:) sözünü kattığı ve uyumluluğu ile grubumuza renk kattığı ve elbette Ankara’ya gelip waffle yiyebilitemizi arttırdığı için.. :)


Sevgili Türkün, benim hayatımda gösteremediğim cesareti gösterip, ofis kariyerini bırakabildiği ve hayallerindeki işi yaptığı, idolümdeki insanlardan biri haline geldiği için..


Sevgili Didem, keyifli sohbet sahibi ve güleryüzlü bir insan olduğu, ne zaman yan yana düşsek müthiş muhabbetler açtığı ve elbette uçaklarla tek problemi olanın ben olmadığını bana gösterdiği için =) şaka bir yana tekrar geçmiş olsun canım..


Son olarak, orada olmamı sağlayan siz okurlarıma kocaman bir teşekkür!


So Long, and Thanks for All the Fish!!


13.05.2011

Nivea 100. Yaş Kutlamaları İkinci Gün :)

9 Mayıs günü pofidik yastıkların içerisinde uykudan uyandığımda birkaç saniyeliğine nerede olduğumu idrak edemedim. Hani yabancı bir yerde uyuduğunuzda olur ya, “ha ne kim neredeyim ben” diye saçmalarsınız. İşte birkaç saniyeliğine saçmalayıp, sonra Hamburg’da bir otel odasında olduğumu hatırladım!!


İçimden okkalı bir heyecan ünlemi geçirmiş olabilirim, şimdi burada yazmayayım ama, “oha hamburg’dayım ve bugün Mavi Gemi’ye doğumgünü kutlamasına gidiyorum!” heyecanını yaşayarak pijamalarımla timsah yürüyüşü bile yapmış olabilirim.



hambur_sokaklar_6

hambur_sokaklar_1

hambur_sokaklar_3

HAMBURG TURU


Hemen bir duş alıp giyindim ve kahvaltıya indim, gemiye çıkmadan evvel son birkaç saatimizde Hamburg’da alışveriş etmek istiyorduk. Bizim ekiple beraber taksiye bindik, o da ayrı bir konu zaten. Gördüğüm tüm taksiler MERCEDES! Türkiye’den gidince insan dumur oluyor, bilmemkaç liralık arabalar nasıl taksi oluyor diye. Polonyalı şöförümüze bunu sormadım ama o bizi görünce “ISTANBUUUUL” diyerek kikirdedi, meğerse Türk komşuları varmış! Eh zaten arabanın içinde dört tane hatun, herkesin ciddi olduğu bir şehirde kakara kikiri gidiyor, Polonyalıyı da kendimize benzetip güldürdük.



hambur_sokaklar_7

hambur_sokaklar_5

NIVEA HAUS




nivea_haus_giris

Merkezde NIVEA HAUS’un önünde indik, sadece NIVEA ürünleri satılan bu merkezde masaj, SPA, cilt bakımı vs uygulamalar da yapılıyor. NIVEA severler için inanılmaz önemli bir yer. Satılan NIVEA ürünleri Türkiye’dekiler gibi düşünmeyin, TR’de gördüğünüz NIVEA ürünler oradakinin onda biri diyebilirim. NIVEA’nın burada satılmayan birçok özel bakım ürünü orada vardı, zaten biz de hemen sepetleri kapıp saldırdık. Gördüğüm en pahalı şey, 9-15€’luk fiyatlarıyla anti-aging kremlerdi.




DSCF5225



Şampuanlar 3€, bebek seti 26€, makyaj ürünleri 6-10€, kremler ve duş jelleri 3-4€ arasında değişiyordu. Ben mesela üç parçalık bir gift set’i 5€’a aldım, içinde saç parlatıcı sprey, küçük bir kutu NIVEA krem ve lip care ürünü vardı. NIVEA HAUS’da bir saatten fazla vakit geçirmişizdir, NIVEA’nın bilmediğim ne kadar çok ürünü varmış.


NIVEA HAUS sonrasında istikametimiz neresi olabilir? Tabii ki H&M!! Hemen oraya saldırdık, oradan sonra ROSEMANN isimli bir drugstore’a gittik, en son STARBUCKS’da bir sandwiç yedik ve böylece turumuz bitti.



h_m_magazasi

HEDEF: BLUE BOAT!




checkin2


Otele gidip eşyalarımızı aldık ve NIVEA Blue Boat’a gitmek üzere Hamburg limana yola çıktık! Bizim arabamızdaki taksi şöförü Türktü, bize Kazım Koyuncu çaldı, onla biraz Almanya üzerine sohbet ettik. Evler genelde çok küçükmüş, 70m2’lik bir apartman dairesine 800€ kira veriyormuş ve bir Alman ile evliymiş. “Türkiye’de evler çok büyük çok güzel”, dedi. Düşünün ben de evim 110m2 diye şikayet ediyorum :) “Siz gemiye neden gidiyorsunuz?” diye sordu, biz de NIVEA’nın 100.yaş kutlamalarından bahsettik. Biraz daha sohbet ettikten sonra LİMAN’da duran DEV ŞEYİ {Gemi demeye dilim varmıyor!} gördük!!! Taksiden indik ve bakakaldık diyebilirim.




gemi


NIVEA-BEIERSDORF öyle büyük bir organizasyon yapmış ki anlatamam. Gemi CHECKIN kontuarlarında yüzlerce kişi vardı ama beklerken de kutlama havası unutulmamıştı. Baktığımız her yerde meyveler, içecekler, atıştırmalıklar yanımızdaydı. Ne yalan söyleyeyim içimden, “bu gemiye bu kalabalıkla girmemiz saatler sürer” diye düşünmüştüm ancak kuyruğa girdikten on dakika sonra gemideki kamaramdaydım. Kusursuz organizasyon diye buna denir, adamlar iki saat içerisinde 1000 kişiyi gemiye yerleştirdiler. Ben İzmir’de uçağa binmek için CHECKIN kuyruğunda daha çok beklemiştim öyle diyeyim size {THY sana da buradan selam ediyorum bu vesile ile!}.




checkin12




checkin_1


Gemiye girişte güvenlik önlemleri çok iyi düşünülmüştü, bizi hiç rahatsız etmeden yeteri kadar güvenli bir seyahat etmemizi sağladılar. Girerken NIVEA tarafından bize verilen biletlerimizi gösterdik ve görevliler güvenlik amacıyla birer fotoğrafımızı çekip, gemide kullanacağımız kart anahtarları bize verdi. Sonra kapı kontrolünden geçtik ve bizi gemiye almaya başladılar. Gemiye giriş 6. Kattan yapılıyordu ve gemi toplam 11 katlıydı!!!



ON THE BOAT – YAYY!!


Bizim kamaramız dördüncü kattaydı, gemide dört adet asansör vardı bu arada – ŞOK! Hemen kendi katımıza indik ve güleryüzlü oda servisimiz bizi odalarımıza götürdü. Odaya girdiğim zaman gördüğüm manzara şuydu:




kameraisiksz


Aman tanrım diye düşündüm, BEN BİR GEMİDEYİM! Gemiden de korkarım bu arada {korkak MC} eheh! Hemen programlara baktım, akşam 5’te açılış konuşması, sonrasında INTERNATIONAL SUPERSTAR konseri gözüküyordu programda, ACABA KİMDİ BU INTERNATIONAL SUPERSTAR!




kamaramTV



BAYRAKLAR HAVADA!


Hemen giyindim ve odadan çıkacakken oda servisi ile karşılaştım, “odanı uykuya hazırlayacağım” dedi, ben de ay gerek yok çok daha temiz filan diye kendimi yırttım ama adam girdi odaya arkamdan. Ben bu arada odaya çoktan yüz yıldır orada yaşıyormuşum gibi yayılmışım duvardaki askıda bayrak gibi sütyenim asılı falan, adamın önünü kesmeme rağmen girdi odaya, ben de kaçtım oradan, sanırım tek gördüğü sütyen benimki değildir yani dimi :P


Bu arada geminin çeşitli yerlerinde NIVEA seminerleri, kurulan temsili NIVEA ArGe labratuvarında uygulamalar, masajlar, SPA aktiviteleri ve turlar vardı. Hangi aktiviteye gideceğimizi şaşırdık, hepsine bakalım derken hiçbirine tam katılamadık ama bu kadarı bile bize yetti. Gemide her yer NIVEA’ydı :)



INTERNATIONAL SUPERSTAR ??!!


Kızlarla toplanıp seminer salonuna gittiğimizde yakışıklı sunucumuz NIVEA’nın doğumgününü kutladı ve gecenin açılışını yaptı. Hepimiz heyecan içerisinde süpriz sanatçıyı bekliyorduk herkesin tahmini elbette NIVEA’nın yüzü RIHANNA idi ancak buna imkân veremiyorduk.




rihanna20


Beklenen an geldi ve salon karartıldı, gemideki bütün herkes salonda çığlık çığlığa ve RIHANNA bir perdenin arkasından şarkısına başladı. RIHANNA GERÇEKTEN GEMİDEYDİ. Ve ben en ön sıradan onu izliyordum düşünebiliyor musunuz. Hayır normalde üstüne para verseniz böyle bir konumda olamazsınız ama biz NIVEA sayesinde çok özel bi RIRI konseri izledik.





Rihanna pudra rengi elbisesiyle önümdeydi, yakından bebek gibi güzel diyebilirim. Cildi inanılmaz aydınlık ve doğaldı, elbisesi ve makyajı kusursuzdu. O şarkılarını söyledi biz coştuk ve bu sırada RIHANNA’nın NIVEA’ya adadığı California King Bed şarkısının klibini de dünyada ilk kez biz izledik! TEŞEKKÜRLER NIVEA bize bu harika geceyi yaşattığın için! Sanırım torunlarıma kadar anlatacağım bunları, düşünsenize MC gelmiş seksen yaşına, çekmiş karşısına ufaklıkları, “Sonra ben RIHANNA’nın elini tuttum filan” diye anlatıyor.. Çocuklar bön bön bakıyor RIHANNA kim diye..Eheh..




rihanna12


Bu güzel rüya gibi başlangıçtan sonra yemeğe özel salona çağrıldık. İsmimize düzenlenmiş masalara oturduk ve yemek servisi başladı. Menüde et ve balık çeşitleri, alengirli salatalar, tatlılar, şarap, aklınıza ne gelirse vardı, NIVEA masraftan kaçınmamış. Sonra sahnede tekrar gösteriler başladı. Önce şahane bir davul şov, bu çocuklara bittim:



davulsow1




Sonrasında FLYING STEPS isimli dans grubu şova başladı ve bizi bizden aldı.





Dört yakışıklının karınlarındaki baklavaları sayarken bir yandan da danslarıyla coştuk.

En son Asyalı akrobatların şouvunu da izledikten sonra sıra geldi NIVEA’nın doğumgünü pastasına! Pasta o kadar güzeldi ki anlatamam, NIVEA mavi kutu krem şeklindeydi.. Hatta sunucu “best cake cream ever” tarzında bir yorum yaptı, ki katılıyorum :)




pasta1


Kutu pasta kesildikten sonra güvertedeki kokteyl ve partiye gittik. Dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar NIVEA’nın doğumgününü kutluyordu, ortam İNANILMAZDI. Hem çok seviyeli, hem çok eğlenceli ve kusursuzdu.




pasta3


Bu arada geminin her yerinde ayrı bir yemek, parti, bar ve kafe vardı ve her şey ücretsizdi. Ne diyet kaldı ne bir şey çünkü yemekler dayanılacak gibi değildi. Düşünün elinizi attığınız her şey ve servis ücretsiz. Gemi konserden sonra hareket etmişti ve artık Hamburg açıklarındaydık. Rüzgar sert esmeye başlayınca biz gemide sıcak bir köşe aradık kendimize, yolda bir görevli “how can I help you ladies?” diye sorunca, “we are looking for a warm place and coffee” dedik ve bizi süper bir kapalı bistroya götürdü. Adamın arkasında koridorlarda koştururken geminin ihtişamına bir daha hayran kaldık, düşünün içerisinde alışveriş merkezi bile olan bir gemiden bahsediyorum size :)




sampanya


Sıcacık bistromuzda kahvelerimizi yudumlarken bütün gece makyaj ve kozmetikten konuştuk, herkes favori kozmetik ürünlerinden bahsetti, tiyolar havada uçuştu. Gece bir civarı bistroda servis bitince bizim de uykumuz geldi ve odalarımıza çekildik.



tatli1


asansor


Bu arada yazının ortalarında bahsettiğim oda servisi odama girdiğinde, havlulardan bir köpek yapmış ve iyi geceler jelibonları koymuştu odama. Ertesi gün gemiden çıkış yaparken bütün bozukluklarımı ona bahşiş olarak bıraktım, belki gördüğü kareyi ona unutturabilmişimdir. Ehe.



havlukopek

Banyomdaki NIVEA ürünlerini kullanarak nefis bir duş aldıktan sonra yatağa uzandım, pencereden köpüren denize baktım ve yüzümde kocaman bir gülümseme ile bu gece hiç bitmesin diye düşünerek uykuya daldım.


guverte1


NIVEA 100.yılında bana hayatımda bir daha muhtemelen asla yaşayamayacağım büyüklükte bir hediye vermişti.


NIVEA Türkiye ekibinden Aslı & Duygu & Şahika Hanım’ı bu organizasyonun TÜRKİYE ayağı için tekrar tebrik etmek istiyorum.




almandirektor


Bu adam da Alman teknik direktörüymüş herkes resmini çekiyordu ben de çektim :)

Çektiğim fotoğrafların tamamını Facebook sayfamda yayınlayacağım, burası yetmedi! :)



ARKASI YARIN.

12.05.2011

Nivea 100. Yaş Kutlamaları Hazırlık ve Birinci Gün :)

nivea100

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba! Beni Twitter ve Foursquare’den takip edenler haberdardır, Nivea’nın 100.yaş kutlamaları için tüm dünyadan NIVEA kullanıcıları Hamburg’da buluşacaktı, ben de Türkiye’den giden grubun içerisindeki tek kozmetik blogger’dım. Bu olayın benim için ne kadar çifte-heyecan verici olduğunu beni artık tanıyan herkes tahmin edebiliyordur..



Çok heyecanlandım çünkü..


1) Nivea bu kadar büyük bir kutlamayı 100. Yılı şerefine yaptı, bir daha bu kadar büyük bir olay bir yüz yıl sonra olacak yani ve ben bu kutlamalara katılan şanslı bir insandım. Küçük mavi teneke kutunun arkasında yaşanan dev bir tarih olduğunu düşünürsek çok heyecan verici bir durumdu bu. Düşünsenize, hangimizin evine mavi teneke kutulu krem girmedi? Anneannemde bile vardır yani bu krem!!


2) Türkiye’den katılan tek kozmetik blogger olmak gerçekten çok gurur verici idi, bu en çok sizlerin Makyaj Çantam’a olan bitmek tükenmeyen ilgisi sayesinde oldu elbette.


3) Hayatımda hiç yurtdışına çıkmamıştım ki ben!


Şimdi size bu heyecan verici 3 günlük maceramı parça parça yazmak istiyorum. Tek bir yazıya sığdırılamayacak kadar çok dolu dolu geçti çünkü.



SEYAHAT ÖNCESİ


Telaşım, bu daveti almamla başladı. Önce, NIVEA Türkiye’den beni arayan yetkilileri şaka yapan arkadaşlarım sanmadım değil, itiraf ediyorum! Düşünsenize, bir telefon çalıyor ve sizi Hamburg’a çağırıyorlar!!! Bu davetin gerçek olduğuna ikna olunca :) beni pasaport ve vize telaşı sardı!!


Ne pasaportum ne vizem vardı tam bir dünya vatandaşlığından uzak olma durumu. Düşünsenize MC ne yapsın evinden işine işinden evine gider daha Istanbul’dan öteyi görmemiş :) Bütün arkadaşlarımı seferber ettim, hepsi bana yardımcı oldular sağolsunlar. Patates gibi çıktığım biyometrik katil fotoğrafımı çektirdim, Emniyet’ten randevu aldım, parmak izi verdim, pasaport görevlisi ingilizce öğretmeni olduğumu duyunca “yaa ben will ile going to arasındaki farkı anlamıyorum” diye sordu, orada ona ayaküstü ders verdim falan :).. Neyse sonunda 26 nisan günü pasaportum, başvurduktan 4 gün sonra elime ulaştı!


Düşünün gitmeme bir hafta var ve daha vizem yok.. Hemen vize almak için Alman Konsolosluğu’nu aramaya başladım, Paskalya tatiliymiş kapalıymış allahım kafamı taşlara vurmaya başladım. Neyse sonra tatilin son günü çağrı merkezi açıldı ve randevumu 3 mayıs’a alabildim. Bu arada yaşadığım telaş ve endişeleri size ne kadar anlatsam az. Düşünsenize, bu kadar heyecan verici bir kutlamaya davet ediliyorsunuz ama tüm işleriniz sıkışmış ve belki yetişmeyecek pozisyonda. 6 Mayıs Cuma mesai bitimine kadar bütün herşeyin tamamlanmış olması gerekiyor ben daha nüfus müdürlüğünde ikâmetgah peşinde koşuyorum!! Derken tüm evrakları hazırladım ve 3 Mayıs’ta konsolosluğa gittim, vize bir gün geç kalsa Pazartesi gelecek ve ben gidemeyeceğim. Sürekli kendimi yiyip bitirdim diyebilirim!


Konsoloslukta BEIERSDORF davetiyesini gören görevli bana hemen vizemi verdi ve NIVEA’ya nice yaşlara dileklerini iletmemi istedi! Vizeyi Cuma öğleden sonra alabildim! Cumartesi günü kendime küçük bir çanta hazırladım ve Pazar günü yola çıkmak için hazırdım!


Şu an’a kadar heyecandan atladığım en büyük nokta ise ASLINDA BENİM UÇAK FOBİM OLDUĞUYDU! Beni tanıyanlar bilir, her uçuşum bir macera, her seferinde bir vukuatım olur yani. Allah dedim ayvayı yedik, hadi bakalım MC bakalım 1+3 saat nasıl uçacaksın!! Kafamdan planlar yapıyorum, uçağa binmeden tekila içip kafayı bulsam, “ay ya uçakta acil birşey olur da kafam güzel olduğu için kendimi kurtaramazsam” diye paranoya yapıyorum filan.. Tam bir ZİYAN durumundayım yani. Bu arada etrafımdaki herkes benimle dalga geçiyor, sen bu korkuyla o uçağa binemezsin diye!!



BİRİNCİ GÜN – KAPTAN, İSTİKAMET HAMBURG!


8 Mayıs Pazar günü 10 uçağıyla İzmir-İst arası uçuşumuz planlanmıştı. Izmir’den benim dışımda Facebook üzerinden yarışarak bu seyaheti kazanmış iki arkadaş vardı, onlarla emailleşmiş ama tanışmamıştık. Ben gayet rahat İzmirli tripleriyle uçuşa bir saat kala havalaanına geldim. Allahım o nasıl bir bagaj verme/CHECKIN kuyruğu, “yok”, dedim, “yetişemeyeceğim!”. Derken bizim 10 uçağı iptal oldu 10.30’a aldılar. Bir şekilde bu kuyruğu da aştıktan sonra elimde gıcır pasaportumla 105 numaralı kapıda beklemeye başladım Adnan Menderes Havalimanı’nda :)


Serra ve Pelin’le kuyrukta tanıştık ve hemen muhabbete başladık, o kadar şeker iki hatun ki anlatamam, NIVEA’nın 100.yaşı nelere vesile oldu bana şahane arkadaşlar kazandırdı!


Artık Hamburg’a ilk adım Istanbul için hazırdım! Uçaktan korkarken karşımda kocaman bir AIRBUS A340 görünce gökkuşağının 12 renk olduğunu saydım sanırım heyecandan, tabiri caizse dev gibi bir uçak!! Ne kalktığı anlaşılıyor ne indiği, hemen yerime bindim ve yanımdaki ruhsuz ve rujsuz İngilizlerin konuşmalarını dinlemeye başladım.


Istanbul’a indiğimizde kuyrukta oturan Serra ve Pelin’le beraber bizi bekleyen NIVEA Türkiye ekibinin yanına gittik! Organizasyonumuz kusursuzdu. Aslı hanım bizi karşıladı, Şahika Hanım biletlerimizi verdi ve diğer katılımcılarla tanıştık. Bu kadar kusursuz bir tüketici grubu olamazdı gerçekten, hemen kaynaştık. Didem, Gözde, Melda, Türkün hepsi birbirinden şeker NIVEA tüketicileri zaten seviyeli başlayan arkadaşlığımız yolculuk sonunda sarmaş dolaş moda girecek şimdiden söyleyeyim size :)


Her şey şaka gibiyken, son güvenlik kontrolünden de geçtik, ceplerinde NIVEA deodorantlarını unutanlar elbette onlara Atatürk Havalimanı’nda elveda demek zorunda kaldı çünkü Avrupa havacılık yasaları gereği artık uçaklara belli bir miktarın üstünde sıvı maddeler kabul edilmiyor. Allahtan ben çantamdaki ruju kurtardım :)


Uçağımıza bindik ve Serra’nın muhteşem sohbeti sayesinde üç saat nasıl geçti anlamadım. Avrupa bizi bekliyormuş meğerse, hava da o kadar güzeldi ki! Uçak hiç sallanmadı, yol boyunca kozmetik, makyaj ve cilt bakımından konuştuk. Sohbet sırasında akılalmaz bir NIVEA lipstick kullanıcısı olan Serra defalarca lip balmını yeniledi, ben de habire çay içtim!


Uçak Hamburg’a sağ salim indiğinde bütün ekip heyecandan ölüyorduk. RÜYA GERÇEK OLUYORDU VE ARTIK ALMANYADAYDIK! Yakışıklı bir alman polis pasaportlarımızı kontrol ederken neden geldiğimizi sordu, biz de NIVEA Türkiye kızları olarak sebebi açıkladık, gülümsedi ve bize ALMANYAYA HOŞGELDİNİZ veya bunun almancasını dedi. Veya başka birşey, artık sizin hayal gücünüze bırakıyorum :P



2-hamburga

Bagajlarımızı aldıktan sonra bizi NIVEA’nin 100. Yaş günü için özel olarak kurulan NIVEA kontuarlarına aldılar. Sonradan öğrendik ki o gün dünyanın dört bir tarafından -50 farklı ülkeden- NIVEA tüketicileri Hamburg’a geliyormuş. Ve Beiersdorf {Nivea markasının sahibi olan şirket} bu organizasyonda hiçbir eksik bırakmamış, her şey özenle hazırlanmıştı. Bizi karşılayan NIVEA görevlileri adımıza düzenlenmiş yaka kartları ve dosyaları dağıttı. Dosyalarımızda BLUE BOAT’a giriş bileti, dönüşte freeshop’tan yapacağımız alışverişlerde kullanılmak üzere bir adet %25 indirim kuponu ve seyehat planı vardı.



1-otobuste

Yaka kartlarımızı da takıp bizim için hazırlanan servislerle otelimize transfer edildik. Ayarlanan otelin ismi GEORGE idi ve Hamburg şehir merkezine yakın çoook şık bir butik oteldi.



5-otellobi

Odalarımıza yerleştiğimizde saat 5’i geçiyordu, akşam yemeği için 3 saat serbest vaktimiz vardı. Biz İZMİR grubu olarak hemen hızlı bir duş alıp kendimizi Hamburg’a keşfe sokaklara attık.



4-hamburga

Hepimiz alışveriş yapmak için şartlanmış bir halde sokaklarda şok olduk! Niye mi? E her yeri Türkiye sanarsan olacağı bu, PAZAR GÜNÜ HER YER KAPALIYDI! Kös kös gezindik sokaklarda tabi heves kursakta! Pazar günü bütün Almanlar ya sokakta spor yapıyor, ya aileleri ile parklarda geziniyor ve kafelerde sessizce biralarını yudumluyorlardı. Şehir o kadar temiz, sessiz ve yeşildi ki anlatamam, bizim yaşadığımız hayat değilmiş valla! Gittiğimiz her yerde gürültü patırtıyı biz çıkarttık o derece sessizdi her şey.



tatli

Otelin etrafını keşfettikten sonra akşam yemeği için otele geri döndük. Biz yemeğimizi otelde yiyeceğimizi zannederken NIVEA Türkiye bizim için unutulmaz bir şey yaptı ve bizi Hamburg’un en şık roof’larından birinde yemeğe götürdü!! Gittiğimiz restorandaki manzara unutulmazdı!



7-restoran

8-restoran

Karşımızda NIVEA Türkiye’nin genel müdürü, pazarlama müdürü, halkla ilişkiler müdürü, üç ünlü gazeteci ve biz!



12-tart

Valla beni heyecan basmıştı ki, ne olduğunu anlayamadığım asortik yemeklerin masaya gelmesiyle heyecanım iyice arttı. Neyse o garip şeyleyi kesip biçmeye çalışırken birinin kafasına uçurmadım çok şükür!



9-restoran

10-restoran

Masadaki sohbet sırasında NIVEA’ya aklımızda kalan her şeyi sorduk ve NIVEA PR müdürü Aslı Hanım bıkmadan cevapladı.


Nivea’nın en çok satan ürününü merak ettik. Tahmin edebilen var mı?


Siyah nokta bantlarıymış! Türkiye piyasasına ilk giren NIVEA siyah nokta bantları çok popülermiş! Ve tabii ki mavi kutulu klasik kremler.


NIVEA’nın makyaj koleksiyonunun kalkacağı ile ilgili dönüp dolaşan dedikoduların aslı astarı var mı diye sorduk.


Evet varmış! NIVEA 100.yılı sebebiyle, cilt bakımı ile başlayan geçmişini daha da zenginleştirmek amacıyla makyaj ürünleri yerine tamamen cilt bakımına yönelecekmiş. Elbette makyaj ürünleri uzun bir süre daha raflarda bulunacakmış ancak sevdiğiniz ürünler varsa bol bol stoklayın derim! Ben şahsen oje stoklayacağım!


NIVEA’nın Türkiye’de satılmayan SAÇ ve İNTİM şampuanları hakkında da bilgi aldım. Bu ürünler için Türkiye pazarı’nda pek yer yokmuş sanırım, maalesef deodorant kullanımımız bile ülkecek Avrupa’daki ortalamanın onda biriymiş. Kızlar, siz siz olun deodorantsız çıkmayın valla.


NIVEA Türkiye 100.yaş kutlamaları sebebiyle daha bir sürü etkinliğe ve süprize imza atacakmış bu yüzden onları takip etmeye devam edeceğiz!



15-soyut

Derken yemeklerimizi yiyip kendimizi enfes tatlıya kaptırırken, diyeti bozuyor olmanın derin acısı yüreğime çökmüştü ama neyse ki vicdan azabım çabuk geçti! Yemekten sonra yine bir sohbet eşliğinde otelimize döndük ve odalarımıza çekildik. Benim ilk yurtdışı deneyimim olduğu için tüm detayları inceledim odadaki, bunlara daha sonra yer veririm.



14-otelgece

Sabah gemiye çıkmadan önce dört boş saatimiz vardı bu zamanda Hamburg merkezdeki NIVEA HAUS’a gitmek istiyorduk. Bir an evvel dinlenmek istedik. ertesi günkü macera için güzellik uykumuza yattık.



16-otelodasi

Yatmadan NIVEA cam şişe deodorantımı sürdüm ve dudaklarımı nemlendirdim tabii ki! Pofidik yatağımda, Hamburg’da olduğuma inanamayarak uykuya daldım.


NIVEA Türkiye ekibinden Aslı & Duygu & Şahika Hanım’ı bu organizasyonun TÜRKİYE ayağı için tebrik etmek istiyorum.



ARKASI YARIN.