Uyandığımda, yine acaba neredeyim sendromu yaşarken, yaşadığım son üç gün on saniye içerisinde hızlı bir şekilde kafamda çaktı. NIVEA’nın gemisindeydim ve bu son sabahımızdı. Hemen giyindim, odamı topladım, odalarımıza bizler için konulmuş olan minik NIVEA ürünlerimi güzelce paketleyerek çantaya indirdim {üzgünüm kendileri dayanılmaz derecede şirindiler!} ve koridora çıkarak Gözde ve Serra’yı dürttüm. Gözde uyanmamıştı sanırım, Serra hazır ve nazırdı hemen onunla kahvaltıya gittik.
Serra ile kahvaltıda ne kadar çok yediğimizin detaylarını verirsem sanırım bir daha beni okumazsınız. Ama şöyle söyleyeyim size, bir restoran düşünün, restoranda 10-15 farklı açık büfe bulunsun. Meyveden tatlıya, tuzlulardan kahvaltılıklara her şey olsun.
Çeşit o kadar çok olsun ki gözünüz dönsün ve seçemeyin. İşte tam o moddaydık. Serra ile göz göze gelip, “bu gemiye bir kez daha gelemeyeceğiz ve belki hayatımız boyunca bir daha Hamburg’a gidemeyeceğiz tekrar, varsın alalım bu kalorileri” diye anlaştık. Sevgili NIVEA, cildimizi bu kadar düşünmemiz gerekirsen bize neden böyle güzel yemekler hazırlattın ha nedennnnnnn!! :) Sonra Gözde de yanımıza geldiğinde onun tabağına aldıklarını görüp insanlığımdan utandım, neden ben dondurmaya yenik düşmüştüm ühühühü!
Artık gemide son saatlerimizdi, 1 civarı gemi Hamburg’a yanaşacaktı ve inecektik, rüya bitiyordu yani. Son saatlerimizde kalan vaktimizi NIVEA müzesinde ve güvertede geçirdik. Tarih boyunca kullanılan NIVEA ambalajlarının temsili gösterildiği bu bölümde ürünlerin hangilerine yaşımızın yettiğini hesaplamaya çalıştık.
Kahvaltıdan sonra odalarımızı artık boşaltmamız gerekiyordu, NIVEA Türkiye tüketicileri olarak odalarımızla ve üç günlük rüya gibi tatilimizle vedalaşıp, bavullarımızı çekerek çıkış yapacağımız altıncı kata geldik. Çıkışlar başladı ve gemiden ayrılırken NIVEA bize 100 yıllık cilt bakım tarihini anlatan bir kitap verdi. Her şey öyle ince düşünülmüş ve güzeldi ki, hayatımda bir kez daha, bir kozmetik firmasına ait bir etkinliğin NIVEA’nın doğumgününün yanından bile geçeceğini düşünmüyorum.
Gemiden indikten sonra transfer araçlarımızla havalimanına geldik, en ilgimi çeken şeylerden birisi, taa uçuş kapısına gidene dek hiçbir güvenlik kontrolünün olmamasıydı. Bizim havalimanlarına uzaktan baksanız sizi soyarlar biliyorsunuz.
Sonra Free Shop’tan NIVEA’nın bize hediye olarak verdiği %25 indirim kuponunu kullanarak alışveriş ettik. Ben kendimi epeyce tuttum, buradan aldığım tek şey bir adet chanel ruj ve çikolatalar oldu. Orada NIVEA’ya özel kocaman bir stand kurulmuştu ve görevli kız Türk’tü onunla da keyifli bir sohbet ettik ancak biz NIVEA’larımızı NIVEA-Haus’dan aldığımız için artık oradan alışveriş yapmadık!
Uçağa bindiğimizde tekrar sohbete daldık ve yarınki iş günümüzü düşünmeye başladık. Rüya artık bitmişti. NIVEA kitaplarımızı okuyarak markanın büyüklüğüne bir kez daha hayran kaldık. Şunu anladım, Türkiye’deki NIVEA buzdağının sadece görünen ucu arkadaşlar, meğer ne kadar büyük bir ürün gamı varmış firmanın.
THANKS FOR THE FISH
Şimdi burada şöyle bir müzik hayal edin. Hani barda bir rock grubu dinliyorsunuz ve program biterken herkes kendi enstrümanı ile solo yapıyor ve tek tek o elemana teşekkür ediliyor...
insert drumroll here :)
Duygu Hanım... Beni bu güzel organizasyona düşünüp davet ettiği ve hayatımın rüyasını yaşattığı için..
Aslı Hanım.. Seyahat öncesi ve sırasında tüm sorunlarımızla ilgilenip, keyifli sohbetiyle bir yöneticiden çok arkadaşımız olduğu için..
Şahika Hanım... Organizasyonumuzun NIVEA krem tadında kusursuz geçmesini sağladığı için..
Türkiye müdürlerinden adını hatırlayamadığım Fransız amca, gemiye giriş sırasında bavullarımızı bile taşımaya kalkışacak derecede kibar ve beyefendi olduğu için..
NIVEA Türkiye genel müdürü, bu organizasyonda hepimizin yer almasını sağladığı ve bizle yemek yiyecek kadar mütevazı ve güleryüzlü bir beyefendi olduğu için..
Yol arkadaşım sevgili SERRA, hayatımda tanıdığım en keyifli insanlardan biri olduğu, yol boyunca uçak korkum tutmasın diye sanki yıllardır beni tanırmış gibi benle sürekli ilgilendiği ve unutulmaz arkadaşlığı için..
Sevgili Pelin, seyahat öncesinde ve sonrasında sürekli iletişimde olup, güleryüzü ve genç enerjisiyle bizi hep dinamik tuttuğu ve fakültedaşım olduğu için..
Sevgili Gözde, hayatımda tanıdığım en karizmatik ses sahibi insan olduğu, bitmek bilmeyen güzel konuşmalarıyla tatilimize anlam kattığı ve belki geleceğin Makyaj Çantam parfüm yazarı olduğu için..
Sevgili Melda, jargonuma hain anne:) sözünü kattığı ve uyumluluğu ile grubumuza renk kattığı ve elbette Ankara’ya gelip waffle yiyebilitemizi arttırdığı için.. :)
Sevgili Türkün, benim hayatımda gösteremediğim cesareti gösterip, ofis kariyerini bırakabildiği ve hayallerindeki işi yaptığı, idolümdeki insanlardan biri haline geldiği için..
Sevgili Didem, keyifli sohbet sahibi ve güleryüzlü bir insan olduğu, ne zaman yan yana düşsek müthiş muhabbetler açtığı ve elbette uçaklarla tek problemi olanın ben olmadığını bana gösterdiği için =) şaka bir yana tekrar geçmiş olsun canım..
Son olarak, orada olmamı sağlayan siz okurlarıma kocaman bir teşekkür!
So Long, and Thanks for All the Fish!!
19 yorum:
hafta sonu vapurla adalara gideyim bari bu kadarı geliyo elimden hehehe çok özendim yahu :)valla hayatım süper bir anı oldu bu senin için paylaştığın ve içimi açtığın için çok teşekkürlerrrrrr :)
MC bu yazıları hazırladığın için biz sana teşekkür ederiz. Birçok bloğu takip ediyorum ama açık olarak söylemek zorundayım ki sen benim için hep en tepedesin. Seyahat ile ilgili olarak herkese tek tek teşekkür etmişsin ya hani inceliklerinden dolayı asıl biz sana minnettarız bize bu kadar özenli yazılar hazırladığın bizi ihmal etmediğin ve her yaştan her kesimden insana hitap edecek yazılar yazdığın için. Umarım önüne bunun gibi birçok fırsat çıkar ve biz de seni seve seve takip etmeye devam ederiz=)
Okuması çok keyifliydi, tebrik ederim. Her Blogger'ın rüyasını yaşamışsın :))
Allah böyle bir şeyi bize de yaşatsın inşallah...Senin mutluluğun bizim mutluluğumuz oldu paylaşımın için sağol...
Her güzel şeyin maalesef bir sonu oluyor işte :( Her ayrıntıyı zevkle, keyifle, gülümseyerek okudum.
Oh be sonunda :))) 3.günü bekliyordum kaç kez girip baktım yoktu.Kedi'dendir belki dedim.GEMİDEN AYRILAMAMA deseydin tam olurdu:)))) Allaam n'lur mc hep böyle gezsin bize hep böyle yazılar yazsın:))) GİTTİ GÜZELİM DİYET MC şu yediklerini kaç günde verirsin merak konusu walla:)))
Ayyy süpermiş bee! hepsini tek tek hayal ettim okurken. Yarınki sürprizi de merakla bekliyoruz!
Chanel rujunu da güle güle kullan, onun tanıtımını da bekliyorum. :D
çok güzel anlatmışsın...okurken sanki oradaydım..cok keyif aldım bu yazı dizisini okurken sağoll...
ayrıca orda olmandan dolayı gururlandım:)
Çok tatlı anlattın herşeyi,diyecek başka da bişey kalmadı ki :) İyi ki tanıdım seni; kozmetik tutkuma anlam katan sohbetlerine,Hamburg'daki alışveriş çılgını anlarımızdaki eşliğine,önerilerine çok teşekkür ederim canım benim :)
İlerleyen zamanlarda,benim iddialı alanım olan "parfüm" e dair,becerebildiğimce paylaşıcam takipçilerinle bildiklerimi,tavsiyelerimi ve yenilikleri...
iyi ki canim ben de en cok bu arkadasliklari kazandigimiza seviniyorum :)
araya haftasonu girdi ondandi canim :) ama bu da bi basari cunku bu tatilde hic kilo almadim:)
cok tesekkur ederim canim
cok tesekkur ederim gulsecim.
ucak korkusunu yen beraber gidelim fistik
ben sana tesekkur ederim canim ilgin icin opuyorum
cok tesekkur ederim.sevgiler.
darisi sizlerin de basina, sevgiler.
cok tesekkur ederim bu hikaye de burada bitti
Yorum Gönder
Yorum yaparak KULLANIM KOŞULLARI'NI okumuş, yaptırımlarını öğrenmiş ve kabul etmiş sayılırsınız.
Bu sitede anlatılanlar, blog sahibinin kişisel görüşleridir, kesin görüşler için mutlaka bir uzmana danışmanız gerekmektedir, bu blogdaki yazıların herhangi bir medikal geçerliliği yoktur.